Üyelik Girişi

Newroz –nevruz nedir?

WROZ 
RUEJ NEWI / NEW-RUEJ  
Newroz –nevruz nedir?
Newroz veya nevruz nedir ve tarihsel oluş kaynağını nerden alır? 
Newroz: tarihsel anlamda ilk insanlık kültüründe Kalkeotik çağda insanlık kültüründe yer edinir. İnsanlık tarihindeki bu evresinde Newroz’un oluş amacının temel oluş kaynağını dinsel inanıştan alıp gelmektedir.  
Kalkeotik çağın inanç sistemi Anemist – canlıcılık inanç sistemidir. Bu inanışa göre: her varlık tanrıdan bir parça taşır kendinde. Bu inanışa göre canlıların, bitkilerin, ağaçların ve hatta dağların, suların ve he tür var oluşun ve nesnenin bir ruhu vardı. İşte bu ruh onun tanrısından kendisinde taşıdığı bir parçaydı. Bu inanışın temasında doğanın da bir ruhu vardır. Bu ruhsal işleyiş şöyle kendini gösterirdi: doğanın -dünyanın bir canlı yılı ve birde ölü yılı biçiminde kendini gösterirdi. 
Canlı yılı dönemi ve yıl içinde oluşturduğu evre 21 Mart ayı ile 21 Eylül ayını kapsayan ilkbahar ve yaz evreleri “canlılık”, –“canlı yılı” süreciydi. Bu süreç içinde 21 Mart ayında “doğanın uyanışı” ile başlayan ve bununla birlikte ağaçların, bitlileri, otların ve hata böceklerin “ruh’lanarak” uyanışıdır. Bu sürecin başlangıcıyla birlikte kış uykusundan uyanmasıdır. Ardından doğaya “ruh” düşmesiyle bitkilerin ve böceklerin canlanma süreci başlar. Ve tüm doğada bir “canlılık” süreci baş göstermiş olur. 
21 Eylül ayından 21 Mart ayını oluşturan sonbahar ve kış evresini oluşturan dönem ise ölüyılı – “doğanın ruhsuz’laşması” evresini oluşturur.
Bu “ölüm olayı”, eylül ayında başlar. ilk bitkilerden başlayarak takip eden aylarda böceklerin ölümü ve ağaçların ölümü bu süreci izler. Böylesi bir doğa olayının getirdiği hareketlilik ile insanlık kültüründe böylesi bir inançsal edinim yer edinmiş oldu. İnsanlık, kültürel ekinindeki bu edinim peygamberlik sürecinin- Kalkeotik Çağ dönemin büyük bir kesitini oluşturur. Bu çağdaki “yıl” anlayışı da bu paralelde işlediği görülmektedir. Örneğin: İbrahim peygamber bu Çağ içinde yaşayan bir peygamberdir. İbrahim peygamber. “175 yıl yaşadı öldü” bu yıl anlayışı altı aya göre hesaplandığında 175 – 2 = 87 yıl 6 ay yaşamış olduğunu görmüş oluruz. Bu çağ içinde yaşamış olan peygamber ve kişilerin yaşamış oldukları yıl hesaplamasını bu şekilde bulmuş oluruz. Böylelikle Newroz anlayışının ilk insan zihninde yer edinmesi ve ekinsel anlamda insanlık kültürüne tohumlarının düştüğü dönemdir. Bir diğer anlamı ise canlılık yılının ilk günü olması nedeniyle 21 Mart günü “New- Ruej” veya “New- roz” (yeni gün) anlamına gelmektedir. Newroz’un tarihte ilk politik yüklem alması Tarihte ; (İ.Ö. 1890 -… ) yılarında kuzey İran gölgesi; Demevand dağındaki Kassitlerin devamı olan Aryan egemenliği mevcuttur. Ve bu tarihsel süreçte bu egemenliğin başında Kral Cimşit egemendir. (i.ö.1890-…, )tarihinde; Kral Cimşit Babil’li kendi egemenliğine almasının nedeni; Sami kökenli olan. Sam Abad 1’ in; ( i.ö.1892 )yılında orta Mezopotamya ve tüm bölgeyi Akdeniz’e kadar kendi denetimine alması ile Arayan kökenli halklara zülüm etmesi sonucudur. Cimşit Babil’e indiğinde Babil halkı “gökte ikinci güneş doğdu” biçiminde sevinçle karşılanır.  
Sami kökenli Asur kralı Sam- Abad 1 - (Sami Abad 1 ),( Dehak veya Dı-heq ) için söylenir “Dehak” ,”Dı- heq”- “iki halk” (iki halkı kendi egemenliğine alması) biçimindedir. Hem Sami kökenli ve hem de Aryan kökenli halkların hakkını kendi egemenliğinde tutmasından dolayı bu isimle anılmaya başlanmıştır. Aryan halkına ve gençlerine zülüm etmesi savaşlarla kölelikle onları ölüme götürmesi "insan yiyen iki başlı yılan” vb. söylemlerle anılmıştır. Assur Kralı Sam Abad 1’in bu zulmünden dolayı Kral Cimşit demir atölyesinde ustabaşı olarak çalışan Demirci Kawa (Kava )’ya talimat vererek Assurların zulmüne son vermek için orduya silah yapması talimatı verir. Bunun üzerine rivayet ediliri ki: “Demirci Kawa ile birlikte 22 demirci ustası ve birde sucuları olmak üzere 23 kişi yaklaşık ( yedi ay olarak rivayet edilir ) 7 ay bir süre vardiyalı bir şekilde çalışmaya koyulurlar. Ve geceli gündüzlü savaş araç ve gereçleri üretirler. Üretilen bu silahlar ile bir ordu donatılır ve Assur ülkesine doğru yola çıkılır. ( İ.Ö. 1890-… ) Assur zulmüne son verilir. Bu egemenliğin zulmüne son verilmesi, yeni yılın başına 21 marta denk gelir. Ve zülüm altından kurtulan Babil halkı böylelikle çifte bir bayram kutlamış olurlar. Assur kralı Sami Abad-1 esir alınarak Kuzey İran bölgesinde olan Demevand dağına getirilir. Kral Cimşit; Assur Kralı Sami -Abad-1’i (Sam- abad ) Demevand dağında canlı bir biçimde, bir kaya çiviler.
Kral Cimşit; Sam –Abada şöyle der: “sen benim soyumdan olan halka zülüm etin ve hakın olmayan bir halkı kendi egemenliğine aldın. Onun için seni canlı canlı bu kayaya çivileyeceğim ve benim kartallarım gelecek senin gözlerini oyacak ve senin etlerini koparıp yiyecekler…”
Bu davranışa, Yunan Mitolojisinde bu Krala “Pretemevus’un Kafkas dağlarına çivilenmesi” denilir. Böylesi bir sürecin başına denk gelen bir kurtuluş öyküsü ile Newroz politik bir içerik kazanmış oldu. Newroz, New- roz- yeni gün ( bahara giriş) kutlanması Aryan halklarının genelinde kutlanan bir bayramdır. Bunun çıkış merkezi Nemrutluktan kaynağını alır. Tüm Ortadoğu, Kafkas ve çinin batısına kadar bir yaygınlık kazanır. Bu kutlama tarih içinde birçok halk kutlamaz oldu ancak Zazalar ve özelikle Alevi Zaza kesimi bu kutlamayı yılar boyu sürdüre geldi. 
NEWROZ KUTLAMASI: Newroz gecesi gün batımından sonra, bir kabın üstüne azdan az çoktan çok olmak üzere en az yedi çeşit yiyecek olmak üzere konularak bir komşuya verilir. Tüm komşular bu tür sunumu birbirlerine yaparlar. Yedi tür yiyecekten çok koyan ve fazla yiyecek dağıtan kişi cömertlikle karşılanacağı gibi onun o yıl içinde malı daha da bereketli olacağına inanılır. Hata bu yiyecekten 12 çeşidini veren en cömert ve bereketli olarak kabullenilir. Bu davranışın ardından evin en küçüğüne şöminenin üzerine yirmi bir çöp dizdirilir. Aynı çocuğa şöminede ateş yaktırılır. Bacanın üstüne dizilen çöpler yanıp bacanın içine düşerse o çocuğun şanslı olacağı ve o yılın bereketli geçeceği anlamına gelir. Şayet; bacanın üstüne dizilen çöpler yanarak bacanın dış tarafına düşerlerse bu durum çocuğun şansızlığına yorumlanır. Böylesi bir durum kıtlığa işarettir. Şayet rüzgâr esip bacanın üstündeki çöpleri dışarı doğru savurursa bu durum bir felakete işarettir. Ve büyük kıtlık olacağına işarettir. Şayet yanan ateş bacanın üzerine dizilen çöpler yanmasa siyahlaşıp kalırsa bu durumda büyük bir kötülüğe veya düşmanlığa işarettir. Bu anlamlarda yorumlanır. 
Bir inanışta; gün batımıyla birlikte bacanın üzerine dizilen çöplerin gökten yağacağına inanılan kötülüklerin engellendiğine inanılır. Ve evdeki tüm boş kaplar ters yüz çevrilir. Dolu olan kaplar ise ağızları kapaklar ile örtülür. Bunun akabinde o akşam güzel yemekler yapılıp yenilir. Yapılan hamurlu bir çökelekli veya benzeri kate’nin içine tut ağacının küçük bir dalı kesilerek üç tur büküldükten sonra o kate’nin içine konulur. Yeme sırasında bu çubuk parçası kime denk gelirse o yıl şansın o kişide olduğuna inanılır. Yine dut ağacından en az üç filizi olan bir genç dal kesilir, bu dalın üzerindeki filizler en az üç defa büküldükten sonra hayvan damının tavanına sıkıştırılarak saklanılır. Bu tutumda hayvanlara o yıl bereket getirmesini sağlamak için yapılır. Bundan sonra, evin büyüyü veya nevroz öyküsünü bilen biri bu günün anlam ve önemini anlatır. Bunun üzerine eğlence düzenlenir ateş yakılır etrafında dönülür ve üstünden atlanılarak oyun veeğlence düzenlenir. Ateşin üzerinden atlama, bir nevi ruhsal arınma olarak kabullenilir. Aile fertleri en az üç defa ateşin üzerinden atlama yapmaları gerekir. Veya ateşin içinden geçmeleri gerekir. Öbür gün 21 Mart günüde bayram olarak kutlanılır. Ateş yakılarak etrafında oynanılır ve eğlence düzenlenir. Bu gün kimsenin kalbi kırılmamasına dikkat edilir. Küfürlü ve kırıcı davranmaktan kaçınılır. 21 Mart (Eıdar)gününde “Dardağan”(melengiç ağacı) diye bilinen bir ağaçtan gün doğumundan öğlen vaktine kadar ki bu süre içinde bu ağaçtan küçük dal parçaları kesilerek üç, yedi ve on iki kertik–çentik açılarak hayvanların boynuna veya boynuna asılır. Evlerde ev ingiriş kapısının üstüne saklanır. Bu uygulamanın da o yıl, mala ve eve bereketin gelmesini sağladığına inanılır. Hata küçük çocukların omuzuna üç kertikli ağaç parçası çocuğun omuzuna takılır. Bu çocuğu kötülüklerden ve nazardan koruyacağı ruhunu güçlendireceğine inanılır. Vurulan kertikler-çentiklerin her biri bir anlam (…) taşıdığına inanılır.
NEWROZ ATEŞİ Newroz ateşi Newroz günü olan 21 Mart günü yakılır. Bu ateşin amacı ve anlamı şöyledir: ateş madenin en saf ve temiz maddesi olduğu, olarak kabul edilir. Bunun hem Felsefik anlamı vardır ve hem de inançsal anlamı vardır. Felsefik yönü maddenin ışınsal oluşu ve maddenin en ince hale gelmesidir. İnançsal anlamı ise o çağda “her maddede ruh vardır” inancıyla maddenin yanması sonucu ışıması onun içinde “tanrıdan bir parça ruh”un olduğuna inanılır. Bu inanç doğrultusunda yanan ateşin içinden geçerek arınmaktı. Ve aynı zamanda ruhunu doyurmaktı. Ateşte arınma yapılmadan önce kişi bu işi temiz bir vücutla yapması gerekir. Bu uygulamayla yeni yıla “arınmış” olarak girmekti. Yanan gür ateşin içinden geçildikten sonra veya diğer adıyla üzerinden atlanıldıktan sonra “paklanmış ve huzurlu bir ruh hali ile ateşin etrafında dans gösterisine girilir ve gün eğlenceli kılınır. 
Bu bayramın kutlayıcıları ne yazık ki bugün bu bayramın nasıl tarih sahnesine çıktığı ve niçin kutlandığını birçokları tarafından bilmemektedirler. Ancak; Newroz baharın girişi olduğu kadar onun inançsal ve kültürel bir şenlik ve bayram olduğunu bilmek gerekir. 
DEMİRCİ KAWA VE DEMİR OLAYI 
Demirci Kawa. Demirci Kawa’ya ilişkin Zazalar arasında şöyle bir hikâye anlatılır ki yukarda kral Cimşit‘te ilişkin anlatıldığı bölümde değinildiği gibi; Halk arasında anlattılan tarihi hikâyede demirci Kawa’nın tarihte Cimşit diye bilinen (Kassit kralı) ve kuzey İran’da egemen olan bu Kralın egemenliğinde yaşadığı söylenir. Anlatımlarda kral Cimşit’in Asur kralına karşı savaş hazırlığına başlaması için silaha ihtiyacı vardı. Bu kralın demir atölyesinde çalışan ve baş usta olan “demirci Kawa’ya” talimat vermesiyle orduyu donatmak için silah üretilir. Bu silahlar kılıç, ok, yay, mızrak, gürz, balta, nacak, vs. benzeri silahlardır. Buda bize şunu vermektedir ki anlatılanlara göre demirci kava kuzey İran bölgesinde yaşamaktadır. Hikâyede; demirci Kawa’nın ürettiği silahlarla ve onun gürzü ile Asurlular yenilgiye uğratılır. O dönemde demirinde kutsal ruh ile tavlatıldığına inanılırdı. Demirci Kawa’nın ana yurdu kuzey İran olarak görülmektedir.  
Halkın bu anlatımında demirin ilk bulunduğu yer ise Adıyaman bölgesidir. Demirin bulunuşu yaklaşık (M.Ö. 2000-2200) yılarına tekabül etmektedir. Demiri Adıyaman bölgesinde o zamanın “ateş koruyucuları” sabi rahipleri tarafından bulunduğu söylenmektedir. Adı “ası” denildiğinden dolayı Adıyaman’a - Asvunya, As-vun’ya denilmekteydi. Bu isim süreç içinde Avrupalılar tarafından Asya, Asvunya olarak söylendi. Ve bugün Asya kıta ismini de buradan almış olduğu kanısını doğurmaktadır. Sabi rahiplerin demiri “Ateşgeh’in” etrafına dizdiği taşlardan tesadüfen keşif etmeleri sonucu, bunun tanrının onlara gücünden onlara güçlü bir ruhun verilişi olarak algıladılar. Ve bunu o dönemin Nemrutuna bildirdiler. Bu durumu bir sır gibi sakladılar. Çok dar bir kesim tarafından bilinip imalatı yapıldı. Kral soyu ve rahip kesiminin dışında kimseye demirin yapılış şekli öğretilmedi. Ta ki; Mısırlıların (M.Ö. 1500) yılarında Nemrutluğun merkezi olan Urfa’yı dağıtana kadar. Mısırlılar bu gizemli sırı öğrenmek için rahipleri ve Nemruttun “melekleri”-subaylarını hata halktan insanları işkence ederek öğrendiler. Böylece demirin sırı firavunlar tarafından da öğrenilmiş olundu. Daha sonraları bu sırı Asurlarda öğrendi. Asurlar ellerine geçirmiş oldukları bu güçlü sır ile kendilerini ilahlaştırarak tüm bölge üzerinde egemenliğini hâkim kıldılar
Hazırlayan: İbrahim BUKAN 

Yorumlar - Yorum Yaz
Anket
Sizce Zazacanın En Büyük Sorunu Ne?
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.935533.0675
Euro35.748235.8914
Takvim
Dost Siteler